Uyandım… Neredeyim bilmiyorum; ama kendi soluğumdan farklı bir sürü soluğun kokusu var etrafımda. İlk farkında olduğum şey bu. Ne var ki, bu yabancı soluk kokuları bana son derece aşina geliyor. Yani başka nefeslerin kokularıyla uyuyup uyanmak hep yaptığım bir şey olmalı. Beni rahatlatıyor bu çıkarımım, huzurla bir nefes veriyor, soluk kokularına kendiminkini bir nebze daha ekliyorum. Evet, hiçbir şey anımsamıyorum; ama çıkarım yapabileceğim duyusal ve duygusal kerterizlerim var benim, hiçbirini tam olarak algılayamasam da… Sensörlü ışıklar gibi, sadece menzillerine girildiğinde kendilerini gösteren kerterizler bunlar. Sensörlü ışıkları bildiğimi bile bilmiyordum. Senin ya da sizlerin bileceğinizi de bilmiyorum. Umarım biliyorsunuzdur, umarım anlamışsınızdır …
Etiket: mektup
05.12.2018
Sessizliği paylaşabildiğiniz insanı sevdiğinize tam anlamıyla emin olabilirsiniz. Evet, seviyorsunuz onu. İstediği kadar yakın ya da uzak olsun, sessizliği paylaşmak kadar yakınlaştırıp; paylaşamamak kadar uzaklaştıramaz bir ilişkiyi. Sanal ilişkiler… Bırakın onları. Sessizlik ancak yan yanayken paylaşılır. Mektup arkadaşlıkları… Kağıdın ilişkiyi yakınlaştırması, önemli olan ruhların birlikteliği safsataları… Hepsini silip atın… Ruhların birbirlerine yakınlaşıp yakınlaşmadığını ölçen tek şey; ama gerçekten tek şey sessizliktir. Bir uzunluk ölçü aletidir sessizlik. Uzaklıkölçer… Onunla hep kavga edip deli gibi didişsek de; sessizliğimiz anlatıyordu her şeyi. Seviyorduk birbirimizi. En azından ben onu seviyordum ve tek önemli olan buydu. Theremin çalardı. Bir mekatronik mühendisiydi ve theremini kendisince geliştirmişti. …
30.10.2018
Yaşını göstermeyen, zayıf bir adamdı. Postacılık yapardı. Yanında, oldukça sıradan bir köpek olan bir köpeği vardı. Baktığında cinsini bile anlamazdı insan. Muhtemelen kırmaydı. Sadece göğsünde madalyaya benzeyen altın sarısı bir leke bulunuyordu. O kadar sıradandı ki ona bile dikkat etmezdi sıradan bir göz. Sırf bu leke için postacı ona “Paşa” ismini vermişti. Sadece madalyası değildi Paşa’yı farklı kılan. O, mektupları, paketleri koklayarak onları alanın mutlu olup olmayacağını anlar, postacıyı onların ruh haline uygun küçük jestler yapması için yönlendirirdi. Evet, bir köpek yapardı bunu ve postacı onu dinlerdi. Bir köpeği dinlemesi postacı kadar mütevazı bir adamı son derece sıra dışı yapıyordu. …
26.10.2018
İnsanları öldürür, mumyalar ve ancak o zaman konuşabilirim onlarla. Yani sizinle sevgili mumyacıklarım… Canlı insanlarla konuşamam, bunu hiç başaramadım. Eğer yapabilseydim, onları neden öldürüp mumyalamaya zahmet edecektim ki? Yani neden sizleri yaratmaya zahmet edecektim? Emin olun herbiriniz bana o kadar çok şeye mal oldunuz ki… Bu arada, canlı insanlarla uzaktan da konuşmayı denedim. Önce telefondan… Numarayı bile çeviremedim. Melodik her dıt, endişemi arttırdı ve altıncı rakamda ahizeyi kafama vurmaya başladım. Mektup… O da olmadı. Adresi yazarken kalemi dişlemeye ve gırtlağıma doğru itmeye başladım. İyi ki kusma refleksi var insanda! Eğer o olmasaydı… Bilgisayarla tanışır tanışmaz onu da denedim. Açamadım bile… …
04.05.2018
Ne yazacağını bilmese de elinde kalem, masasının üzerinde hemen önünde bir kağıt ve kağıdın sol tarafında doldurulup postalanmaya, belki de hoyratça açılmaya hazır, öylece bekleyen bir zarf duruyordu. Tüm bu hazırlıklarına rağmen, yazmaya henüz hazır değildi. Bir aşk mektubu yazmayacaktı. Birisiyle haberleşmeyi beklemeyi de amaçlamıyordu. Bir intihar mektubu olacaktı. bu teknoloji çağında bir mektuba sığınmak mıydı yaptığı? Pekala bir Microsoft Word belgesine de yazabilir, sonra da kaydedip herkesin, yani mektubu okumasını istediklerinin mail adreslerine gönderiverirdi. Bunu istememişti çünkü gerçek olmayacağından, insanların algılayamayacağından korkuyordu. Bir sürü video izleyip yüzde yetmişi spam olan bir sürü mail okuyorlardı insanlar ve aynı mecradan onun …