19.02.2020

Davetiyeleri birlikte yapıyoruz. En yakın arkadaşımın düğün davetiyelerini… Origami sanatıyla yaptığımız üç boyutlu bir kalp ve kalbin içinde de bir kağıda yazılmış bir davet metni. Kağıt lise öğrencilerinin defterlerinden yırtılmış kağıtları andıracak şekilde yırtık ve şekilsiz. Top gibi buruşturulmuş. Kalbin üzerine de bir çiçek boyamamızı istedi sevgili arkadaşım. Sevgilim olmasını istesem de şu an düğün davetiyelerini yapmakta olduğum, sevgili arkadaşım… En azından kendiminmiş gibi yapmak acımı bir an olsun azaltıyor. Ya da, daha fazlalaştırıyor. Azalttığını sanacak kadar fazlalaştırdığından duyarsızlaşmayı azalma, hatta bir tür bitiş sanıyorum. Aptalım ben! Ben bir aptalım! Neden ona hiç söylemedim? Not olsun diye yırttığımız kağıtlardan birisine …

Okumaya Devam Et

24.04.2019

Gece üç sularında uyanmış, bir daha uyuyamamıştı. Odasındaki piyanonun kapağını açmadan önce kapağın üzerinde bulunan küçük kedi heykelini aldı. Her defasında böyle yapardı. Bir tür başlama seremonisiydi. Sanki bu kedi heykelinden izin istiyordu piyanoyu çalmak için. Tıpkı şamanlar gibi, rahatsız ettiği için özür diliyor, heykelin varlığından duyduğu mutluluğu belirtiyor, avlanacağı topraklara girmeyi diliyordu sessizce. Heykeli, tam karşısındaki çıkıntıya yerleştirdi. Aslında orada kalabilirdi; ama onun yeri piyanonun üstüydü. İkisi de biliyordu bunu… Evet, avlanacaktı. Silahları notalar, zırhı esler olacaktı. boşluğu avlayacaktı. Boşluğu ve sessizliği… O kedi heykeli ise onun ruh hayvanı gibiydi. Heykelin bir ruhu olduğuna artık mantığı dahi inanır olmuştu. …

Okumaya Devam Et

26.10.2018

İnsanları öldürür, mumyalar ve ancak o zaman konuşabilirim onlarla. Yani sizinle sevgili mumyacıklarım… Canlı insanlarla konuşamam, bunu hiç başaramadım. Eğer yapabilseydim, onları neden öldürüp mumyalamaya zahmet edecektim ki? Yani neden sizleri yaratmaya zahmet edecektim? Emin olun herbiriniz bana o kadar çok şeye mal oldunuz ki… Bu arada, canlı insanlarla uzaktan da konuşmayı denedim. Önce telefondan… Numarayı bile çeviremedim. Melodik her dıt, endişemi arttırdı ve altıncı rakamda ahizeyi kafama vurmaya başladım. Mektup… O da olmadı. Adresi yazarken kalemi dişlemeye ve gırtlağıma doğru itmeye başladım. İyi ki kusma refleksi var insanda! Eğer o olmasaydı… Bilgisayarla tanışır tanışmaz onu da denedim. Açamadım bile… …

Okumaya Devam Et

25.12.2017

Ölmek üzereydim. Bir ormanda avlanırken hem de. Yanımda hiç kimse yokken. Ne demeye bir ormana tek başıma gitmiştim ki? Keşke şu saçma sapan iddiaya girmeseydim. Kime neyi kanıtlamam gerekiyordu! Ben özgüvensiz miydim ki böyle kendimi insanlara kanıtlamaya, saçma sapan iddialara giriyordum? Neymiş, kadınlar ava tek başlarına çıkabilirmiş. Evet, çıkabilir… Eee, ne oldu yani şimdi? İddiayı kazandım da ne oldu? Acaba mezarımdan kalkıp ona “Yılan sokmasaydı kazanacaktım,” diyebilmemin bir yolu var mıydı? İşte ben böyle bir insandım! Bu tür bir salaktım! Yahu ölüyordum be, ölüyordum! Ve hala iddiayı kazanmanın peşine düşüyordum. Kazandığımı kanıtlamamın… İddiaya girdiğim adamı sevdiğimi bile söyleyememiştim üstelik. Son …

Okumaya Devam Et