Maaş günüydü; ama bankada hiç param yoktu. Hayır hayır! Yoksulluk ve yoksunluk edebiyatı yapmak için başlamadım bu cümlelere. Param yoktu çünkü o parayla, aynı gün, çok istediğim bir şey almak için yatırım yapmıştım. O ay nasıl geçineceğimi bilmiyordum; ama almak istediğim bir şey vardı ve onu bir daha ne zaman göreceğim bile meçhuldü. Somut hiçbir işlevi de yoktu. Bir hayali satın alıyordum sadece. Her şeyi baştan anlatmak eminim ki daha iyi olacak. Yaşlı bir adamı görmüştüm rüyamda maaş gününden bir gün önce. Ellerinde, daha önce de sık sık rüyalarıma giren, sonradan bir şaman davulu olduğunu öğrendiğim bir davul ve tokmak …
Etiket: davul
20.04.2018
Uçsuz bucaksız bir koridorda yürüyordum. Tıpkı rüyalarda yaşanan bir hisse benziyordu ama bu olanların herhangi bir rüyayla ilgisi olmadığını çok iyi biliyordum. Bu koridor gerçekten de bu kadar uzundu ve attığım her adımda bir amaç gizliydi. Belli bir amaç… Bu amacın ne olduğunu bilmediğim, bir amacımın olmadığı anlamına gelmiyordu. Evet, ilginçti ama amacımın ne olduğunu bilmiyordum. Gerçekten de bilmiyordum. Gerçi bilmemem gerektiğini biliyordum. Ancak gideceğim yere gittikten sonra amacımın gerçekleşeceğini, yani onu hatırlayıp gerçekleştireceğimi biliyordum. Attığım her adımda koridor aydınlanmaya başlıyordu. Tavandaki bildiğim hiçbir lambaya benzemeyen ışıklarla. Görebildiğim kadarıyla petek şeklindeydi bu ışıklar ama nasıl bir enerjiyle yandıklarını kestirememiştim. Elektrik …
19.03.2018
Bir ormanda yaşarmış ağustos böceği ile karınca. Karınca çalışırmuş karınca kararınca. Ağustos böceğiyse çalarmış saz, bitene kadar yaz. Ama karınca etmiş onu ikaz. Demiş, ‘aman kardeş! gelecek kış, biraz çalış.” Dinlememiş bizimki, Yazın neden çalışılır ki? Gelmiş kış, Karınca yuvasına sığınmış. Sığınmış ama Canı çok sıkılmış. Ağustos böceği acıkmış ha acıkmış. Karıncanın kapısını çalmmış. Demiş, “Aman karınca kardeş, Açım, lütfen, ver bana biraz aş.” Karıncanın yemeği bolmuş, Tadı yokmuş. Demiş ağustos böceğine, “Haydi, içeriye girsene. Çok canım sıkılıyor, Biraz şarkı söylesene.” Şarkı söylemiş bir yıl boyunca, Hemm eğlenmiş, hem dinlenmiş karınca. Yaz olmuş, ağustos böceği demiş karıncaya, “Karınca kardeş, eksik …
19.02.2018
Davula bir kere vurdu… Tüm kuşlar geldi yanına. Bir kere daha vurdu. Balıklar ve yosunlar da geldi… Bir kere daha… Sürüngenler… Bir daha… Dört ayaklılar… Bir tane daha… Böcekler… Nesli tükenenler… Bakteriler… Mantarlar… Bitkiler… Taşlar… Vurdu, vurdu, vurdu… En nihayetinde, insanları çağıran davulu vurdu… O kadar şeyin bir yere, bir amaca doğru gittiğini göremeyen insanlar, kendi davetiyelerini de işitemediler…