06.12.2017

Konuşmayı sevmiyordu. Kimseyle… Belki kendi kendisine… Gülmeyi seviyordu ama. İnsanlara gülmeyi seviyordu. Sadece konuşmak gereksiz geliyordu ona. Bir gün bir dergide bir makale okumuştu. Kargalar, papağanlar, maymunlar ve filler diğer hayvanlara göre zekiydi ve bunun nedeni topluluk halinde yaşamalarıydı. Yani bu insanlar için de geçerliydi. Ne kadar iletişim kurarsan o kadar zeki olurdun, beynin o kadar çok gelişirdi. Bu kadar basitti. En azından bu araştırma ve türevleri böyle söylüyordu. Oysa o iletişim kurmayı sevmezdi. Toplumla belli bir iletişimi de yoktu. Yani en aza indirgemişti her şeyi. Peki zekası? Ona göre gayet iyi çalışan bir zihni vardı; çünkü insanları, daha doğrusu …

Okumaya Devam Et

10.11.2017

Arabasını park ettikten sonra derin bir nefes alabildi. Yorulmuştu. Suyunu çıkartmıştı patronu. Nefret ediyordu! İşinden, iş arkadaşlarından, ev-iş arası gittiği yoldan… Her şeyden nefret ediyordu. Tek sevdiği şey, hayatını yaşanabilir kılan tek şey dokuduğu halılardı. Küçük bir tezgahta dokurdu onları. Çeşit çeşit iplikten, çeşit çeşit resimler dokurdu. Üç boyutlu olurdu desenler. Çıkarıp almak isterdi halılara bakan herkes. Gerçi pek kimseye göstermezdi onları. Satmamıştı da hiçbirini. Sadece birisini birisine hediye etmişti. Aşık olduğu insana. Oysa o, eline alıp sıradan bir gülüşle kabul ettikten başka hiçbir tepki vermemişti. Gerçi ne beklediğini de bilmiyordu ya…O halıya tüm düşlerini döktüğünü nereden bilecekti ki? O …

Okumaya Devam Et