Eline iğneyi aldı ve pürüzsüz bir kumaşı rastgele delmeye başladı. Her delişinde kumaştan iplikler çözülmekteydi. sonunda kumaş sadece iplikler yığını haline geldi. O elinin altındaki dokuma tezgahında pürüzsüz bir kumaş dokuyana dek…
Etiket: pürüzsüz
07.06.2018
Tek başıma oturduğum alçak duvara bakıyordum. Bir bahçeyle yolu sadece ayırmak için örülmüş bir duvardı. Tehditkar değildi, uyarıyordu sadece. Rica ediyordu. “Burada bir bahçe var ve bahçedekiler bunu bilmenizi istiyor haberiniz olsun. Buyurun, üzerime de oturabilirsiniz. Belki bir şeyler yer, bir şeyler okursunuz. Yalnız çok rica edeceğim, bahçeye girmeyin. Belli mi olur, belki ayağınızla yeni bitmekte olan bir çiçeği eziverirsiniz. Yazık değil mi? Topunuzla bir gülün dalını kırıverirsiniz belki. Kedilerin, köpeklerin başımızın üzerind yeri var. En kötüsü bir kökün dibine tuvaletlerini yapıp toprağı eşerler. Ne güzel, gübre olur oncağızlara da. Bir de kuşlar gelir. Onlar da buyursunlar gelsinler. Zaten bir …
10.02.2018
Pürüzsüz taşları toplamayı çok severdi. Renkleri ne olursa olsun… Onun için önemli olan şey ele ne kadar pürüzsüz geldiğiydi. Yürürken; eğer zeminde taşlar varsa yere bakarak yürürdü. Pürüzsüz taşları bulundurduğu, dört raflı bir elbise dolabı büyüklüğünde bir sandık yapmıştı. Topladığı taşlar sandığı doldurup bir taşa bile yer kalmadığı gün, onları çimentoyla yapıştırarak kendi heykelini yaptı. Bunu yaptığında tam elli sekiz yaşındaydı. Yaptığı heykelse yirmilerinde görünüyordu; çünkü malzeme, yani taşlar pürüzsüzdü.