09.07.2020

Yanılmıştım. Zaten hep yanılmıyor muydum? Bir şekilde herhangi bir şey konusunda yanılmak, ilk defada ayakkabılarımı bile raftan alırken tutturamamak, benim için son derece alışıldık bir şeydi artık. Ama bu kez gerçekten, fena hâlde yanılmıştım. Tüm hayatımın her anında yanılıyor olmamın bir açıklaması vardı şimdi. Ben, ben değildim. Sadece bir insanın yarattığı, kendisinin nasıl olması gerektiğini düşünerek ölçüp biçtiği üç boyutlu bir heykeldim.

Okumaya Devam Et

31.05.2020

Bir mağarada değerli olduğunu kimsenin bilmediği bir taş oluşmuştu. Yavaş yavaş… Bir bakteri türünün atıklarının birleşiminden oluşan bir taştı bu. Hava almayan bir mağara olduğundan aslında hamur gibi olan bu madde, oksijeni gördüğü an elmastan da sert bir duruma gelmekteydi. Bununla oksijen tüpü olmadan bir sürü sanat eseri yapan keşişler vardı. Din ve inançlarının temelini havasız kalarak bu hamurdan bir şeyler yapıp onu havayla kavuşturmaktı. Havasız kaldıklarında kendilerinden geçiyor ve her defasında ölüme yaklaşma tecrübesi ediniyorlardı bu insanlar. Onun için cesaret ve risk almak onlar için doğallaşıyordu. Bu malzemeye yumuşak ölüm deniyordu. O sertleşir ve ölümsüzleşirken siz ölebiliyordunuz. Artık dünyadaki …

Okumaya Devam Et