05.11.2023

Yirmi iki yaşımı kutladığım günün, masallara layık bir doğum günü kutlaması olacağını şüphesiz tahmin edemezdim. Bir kafe, yapılmak üzere olan sürprizi bilmiyormuş gibi davranmak zorunda bırakılmış şahsım ve bir sürü insan… İnsanların bir kısmı arkadaşım, kafede oturan, konuyla ilgisiz diğerleri. Ve elbette kafe çalışanları, namı diğer garsonlar, aşçı ya da aşçılar… Pastayı getiren, ses sistemini saçma sapan doğum günü şarkısını çalması için ayarlayan garsonlardı ne de olsa. Onlara da lanet etmeyi unutmamak gerekir değil mi? Ben epey ikna edici bir şaşkınlık çığlığı koyuverip mumları hiçbir dilek dilemeden üflerken; son derece sıradan, beyaz yakalı bir tipe benzeyen adamın biri yanıma geldi, …

Okumaya Devam Et

17.09.2018

Mikrofonu eline aldığından itibaren, ağzına kadar dolmuş koskoca salonda çıt çıkmıyordu. Hiç de tuhaf bir şey değildi; çünkü yılların münzevi Kuklacı’sı ortaya çıkmış, neyi nasıl yaptığını anlatıyordu. Zaten sadece salondakiler dinlemiyordu onu. Dünyadaki tüm medya kanallarında tek gösterilen şey oydu. Altında bir ördek bulunan bir tekerlekli sandalyede otursa bile ihtişamından hiçbir şey kaybetmemişti. İnsanlar onu tanımasa durum değişebilirdi; ama bebekler bile tanıyordu onu artık. Estetisyenlere bir sürü erkek gelip; vücutlarını onunkine benzetmeyi talep ediyorlardı. Hatta kadınların bir kısmı da… Ona kimse benzemiyordu çünkü. Benzeyemiyordu… Vücudunun her yerine ucu ufukta kaybolan kukla iplerini simgeleyen, diğer yandan da bir örümcek ağının karmaşıklığındaki …

Okumaya Devam Et

02.09.2018

Çocuk hapşırdı. binlerce spor Burnundan havaya dağıldı; çünkü burnundaki içlerinde spor bulunduran kapsüller ancak hapşırığın basıncıyla patlamak üzere yaratılmıştı. Bu çocuk doğmamıştı. Tüm genleri DNAsına oya misali işlenerek dünyaya getirilmişti. Üzerine gizli bir kontrol mekanizması konan etten kemikten bir kuklaydı o. Hayatında bir kere hapşıracak ve o an vücudunun fonksiyonları yavaş yavaş duracaktı. Sporlardan, kendisi gibi binlerce çocuğun bitmesini sağladıktan sonra… Aslında bir çocukken hapşırması normal değildi. Ömrü ortalama yetmiş yıldı. Bunu deneme için yapıyorlardı. Bir nevi kalite kontrol amacıyla… Onu yaratmalarının nedeni, insanlığın ömrünü uzatıp hareket kabiliyetini yer üstüne yaymaktı. Artık hava kirliliği nedeniyle sadece yer altında yaşayabiliyordu çünkü …

Okumaya Devam Et

15.08.2018

Tahtadan kemikleri, iplerden eklemleri, kemiklerin ve yumuşacık kuzu derisinin arasına da dolgu olsun diye tüy ya da süngerden etleri olan, irili ufaklı kuklalar yapıyordu. Ve türlü türlü kıyafetler dikiyordu bu kuklalara. O kadar çok kuklası vardı ki, o denli farklı karakterler yaratmış ve öyle başka oyunlar yazmıştı ki onlara… nasıl olup da bunları bir tek kişinin yapıp yaratabildiğine şaşıyordum her defasında. On kişilik, oldukça ferah bir çadırda oynatıyordu kuklaları. Çadırın ortasında bir soba yanardı. Tek ışık kaynağı da sobadan yanan ışık ve bu ışığı çoğaltmak için uygun yerlere yerleştirilmiş aynalardı. Bu aynalar aynı zamanda kukla oyununun gerektirdiği gizemli havaya da …

Okumaya Devam Et