12.02.2020

Lükse oldukça düşkünümdür. Giydiğim her şey hem şatafatlı; hem de son derece kalitelidir. Yani gösterişli görünen her şeyle ilgilenmem. Yine de o dilenci çocuğu görür görmez etkilendim. İstemesem de oldu. Nasıl bu denli etkilenebildim ondan? Kıyafetleri yırtıktı, kirliydi… Sadece İtalyan deri montu hariç… İşte o her yerde görünmeyen bir şeydi. İnanılmaz pahalı olmasına karşın, o iğrenç bedeni sarmaktaydı ve ben o iğrenç bedenden mi; yoksa o harika deri monttan mı etkilendiğimden pek emin değildim. Her ne kadar iğrenç desem de durum böyleydi. Acaba o montu çıkarsa? Bir defada, sertçe verilen emirlere genelde uyulurdu. Ben de ona tek nefeste “Çıkar!” dedim …

Okumaya Devam Et

20.01.2019

Eski bir çantası vardı. Onu sırtında çantası olmadan hiç görmemiştim. Gövdesi deve derisinden yapılmış bir çantaydı. Yani kapkalın, semsertti. Adeta şu plastik bavullara benziyordu. Oval bir şekli olması görünümünü ilginçleştiriyordu. Ayrıca tek gözlüydü ve kapağı, bir kontrast yaratmak istercesine kuzu derisinden yapılmaydı. İşte bu çantada ne olduğunu hep merak etmiştim; çünkü onu çantasının içinden bir şey çıkarttığını ya da çantaya bir şey koyduğunu görmemiştim. Soramamıştım da bir türlü. Ayıp olacağından, haddimi aştığımı düşeceğinden… Çünkü, biraz… korkutucu bir şekilde mesafeli biriydi. Gerçi, normal hali iyiydi de; bazen… ondan korkardınız ve araya koyduğu o garip mesafenin, o kurşun perdenin ardında büzüşüverirdiniz. Ama …

Okumaya Devam Et

22.11.2018

Bir tercümandım. Dünyada konuşulan tüm dilleri biliyordum. İnanın bana… Bir dili öğrenmek için onu birkaç saat dinlemem yetiyordu. Aranan bir insandım. Bereket çoğu bana inanmıyordu. İşin içinde bir iş olduğunu düşünen, kendilerini uyanık olarak gösterip benimle ilgilenmeyen, bana iş veren insanlara aptal gözüyle bakan insanların varlığı ilginçti. Aptal yerine konmaktan korktuklarından gerçekten aptallaşan insanlar… Her ipte oynar, her tür çeviriyi yapardım. Her dilin mantığını anladığım için; kültürlerin insanları nasıl etkilediğini görüp hiçbir şeye şaşıramaz hale gelmiştim belli bir zaman sonra. Bu kadar basit bir şeyde şaşırılacak bir unsur bulamazsınız değil mi? Başlangıçta ben de öyleydim, sonra çok şaşırdım ve şimdi… …

Okumaya Devam Et

15.08.2018

Tahtadan kemikleri, iplerden eklemleri, kemiklerin ve yumuşacık kuzu derisinin arasına da dolgu olsun diye tüy ya da süngerden etleri olan, irili ufaklı kuklalar yapıyordu. Ve türlü türlü kıyafetler dikiyordu bu kuklalara. O kadar çok kuklası vardı ki, o denli farklı karakterler yaratmış ve öyle başka oyunlar yazmıştı ki onlara… nasıl olup da bunları bir tek kişinin yapıp yaratabildiğine şaşıyordum her defasında. On kişilik, oldukça ferah bir çadırda oynatıyordu kuklaları. Çadırın ortasında bir soba yanardı. Tek ışık kaynağı da sobadan yanan ışık ve bu ışığı çoğaltmak için uygun yerlere yerleştirilmiş aynalardı. Bu aynalar aynı zamanda kukla oyununun gerektirdiği gizemli havaya da …

Okumaya Devam Et

02.01.2018

Bir atölyem vardı. Ayakkabı yapıyordum. Vardı, yapıyordum… Şimdi sadece bir tezgahtarım. Ayakkabıcıda bile değil. Bir saatçide… Aniden oldu her şey. Birisine güvendim, falan filan işte… O önemli değil de ben saat kayışlarının derisinde mi bulacağım huzuru? Neden deri kokusunu, onunla uğraşmayı o kadar seviyorum bilmiyorum. Ayakkabı yapmayı seviyorum zaten. Deri bez ya da başka bir şey fark etmez; ama deri başka bir şey. Anlayamazsınız… Ancak onunla uğraşan anlar. Belki vahşi bir şey olduğunu düşünüyorsunuzdur ama deri başkadır işte. Sanki o cansız olması gereken eşya aslında canlıdır. Canlı olan bir şeyin parçası olduğundan değil, deri olduğundan öyledir. O canlılaşan eşyayla empati …

Okumaya Devam Et

03.11.2017

Kedinin biri kucağına atladığında sessiz bir parkın bankında kitap okumaktaydı. Bu kitap, şu karakterin başına gelecekleri, yazılan sayfaları seçip okuyarak belirleyeceğiniz kitaplardandı. Son yıllarda bu kitaplardan birkaç tane yazılmıştı ama o bu kitabı isimsiz olarak bir antikacıda bulmuştu. Deri bir kapta olmasına rağmen eski bir kitap değildi. Kuzu derisinden yapılmıştı ve en fazla birkaç yıllıktı. Sayfaları da deridendi ama ona göre bu kitaba gizem katmak için yapılmış olmalıydı. Böyle düşünmesine rağmen o kitabı rafına geri bırakacak kadar kayıtsız kalamamıştı. Merakı küçümsemesine rağmen iflah olmaz bir meraka sahip olması da hayatındaki en büyük çelişkiydi zaten. İşte, gördüğünüzde dünyanın en sevimli kedisi …

Okumaya Devam Et