Salıncakta sallanmanın tuhaf bir tür bilgelikle bağlantılandığımız anlardan olduğunu düşünürüm. Bu vesileyle hayatın akışını düşünebilir insan. Bir ileri, bir geri… İleri gidemezsen geri gidemezsin çünkü. Ayaklarından güç alıp başlarsın sallanmaya. Önce yavaş yavaş… Ve her ileri geri salınışında ayaklarınla, gövdenle, hızlanmaya çalışırsın. Hızlanırsın da… Bazen de yavaşlamak istersin. Bırakırsın kendini. Birden değil de yavaş yavaş yavaşlarsın… Sonra aniden tekrar hızlanmak istersin. Başının dönüşü geçmiştir; ya da sebepsizce, daha doğrusu senin anlamlandıramadığın bir sebeple hızlanmak istersin işte. Ya birisinden ya da ayaklarını yere sallandırıp onlardan destek alarak başlarsın hızlanmaya. Ya da… Gövden ve havada sallanan ayaklarınla, yavaş yavaş, santim santim hızlanırsın… …
Etiket: sıra
25.06.2018
Herkes birbirinin üstüne yığılmış, görevini yapma telaşına düşmüştü. Bir tek yer ve binlerce insan vardı. Bunun için kuyruk ölümüne uzundu. Zemin, insanlar kuyruktaki yerlerini bırakamayacaklarından dışkıyla kaplanmıştı. Sıralarını savan insanlar da zemini temizlemekle uğraşıyordu. İnsanlar liderlerini seçiyordu. Eskisi gibi bölgesel değildi. Artık politikacılar çok daha dürüsttü. Mühürde mürekkep bile yoktu. Kağıtlara yazık olmasın diye hiçbir kağıt da yoktu ortada zaten. Mühür bir tür bilgisayar faresi, kağıt da basit bir el terminaliydi. Henüz on sekizine girmiş genç, terminal ekranındaki isimlere baktı. Bu isimlerden hiçbirini tanımıyordu ama fotoğrafik hafızası tüm isimleri anında zihnine kopyalamıştı. İçlerinden rastgele birisine mührü basıp seçim sonuçlarını beklemeye …
25.12.2017
Ölmek üzereydim. Bir ormanda avlanırken hem de. Yanımda hiç kimse yokken. Ne demeye bir ormana tek başıma gitmiştim ki? Keşke şu saçma sapan iddiaya girmeseydim. Kime neyi kanıtlamam gerekiyordu! Ben özgüvensiz miydim ki böyle kendimi insanlara kanıtlamaya, saçma sapan iddialara giriyordum? Neymiş, kadınlar ava tek başlarına çıkabilirmiş. Evet, çıkabilir… Eee, ne oldu yani şimdi? İddiayı kazandım da ne oldu? Acaba mezarımdan kalkıp ona “Yılan sokmasaydı kazanacaktım,” diyebilmemin bir yolu var mıydı? İşte ben böyle bir insandım! Bu tür bir salaktım! Yahu ölüyordum be, ölüyordum! Ve hala iddiayı kazanmanın peşine düşüyordum. Kazandığımı kanıtlamamın… İddiaya girdiğim adamı sevdiğimi bile söyleyememiştim üstelik. Son …
16.12.2017
Uçsuz bucaksız bir bahçesi vardı. Her hafta sonu ziyaretine giderdim. Kimi zaman civcivleri görmeyi, kimi zamansa olgunlaşan domateslerine bakmayı bahane ederdik; ama oraya gitmemin tek sebebi varlığından kaynaklanan huzuru solumaktı. Bahçenin yarattığı huzur da cabası… Benimle konuşması, yabani otlardan yakınması, köpeğini çağırması, ona yiyecek bir şeyler verip işine devam etmesi, akşam birlikte bir şeyler yiyip semaverinde hazırladığı çaylarımızı yudumlamak… Sabahın beşinde kapımı nazikçe tıklatması, apar topar uyanıp birlikte yumurta toplamaya gitmek, yumurtaları çırpışı, dolaba bakıp içine ne koyacağımızı birlikte seçmek, sonra hem birlikte ufak tefek işleri yapıp hem sohbet edişimiz, ona işimi, etrafımdaki insanları anlatıp onlar hakkındaki sorularını cevaplamak… Bunlar …