18.02.2020

Bir ağacın çiçeklerini yemek için duraksıyor. Bitkiler hakkında hiçbir bilgim olmadığı için ağzım açık bakakalıyorum. Onlar sadece bitki benim için. Görmezden geliniyorum. Hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam ediyor. Sanki ağaçtan çiçek toplayıp yiyen benim. Sonra devrilen bir mama kabını düzeltiyor ve bunu yaparken neredeyse durmuyor. Ben de durmuyorum. Bir mama kabı da hemen önümde devrilmiş duruyor. Ben de onu düzeltiyorum; ama hareketlerim sarsak olduğundan eğilirken tökezliyorum. Yine de o kadar kötü değilim. Artık yerdeki kapları görünce devrilmişlerse düzelteceğimi biliyorum; ama bu sadece bir taklit. İçimden gelerek yapsaydım… Hiç dikkatimi çekmedi ki… Sonra boş bir su kabı görüyorum. O davranmadan …

Okumaya Devam Et

28.09.2018

Her iyi davranışımda kavanoza bir kuru fasulye atardı annem çocukken. Fasulyelerin kavanoza atılırken çıkarttığı sesi severdim. Onları yemek amacıyla biriktirmediğim belliydi. Kavanozu salladığımda duyduğum şıkırtı için biriktirirdim. ‘iyilik’ dendiğinde hep şıkır şıngır arası bir ses işitmemin nedeni buydu. Sonra, herhalde kafam soyut şeylere bastığı anda, iyi davranışlardan bahsedip onlar için fasulye almak saçma geldi bana. Davranışlarımın reklamını yapmak mıydı bu, sorgular hale gelmiştim zira. Fasulyeler atıldı, kavanoz ortadan kayboldu. Yıllar sonra; çok, çok kötü bir günde, o günün kötülüğüne inat bir espri yapıvermiştim kendiliğimden. Öyle adam akıllı espri yapabildiğim söylenemezdi. Hatta espri konusunda gereksiz derecede müşkülpesent olduğum bile söylenirdi insanlar …

Okumaya Devam Et

10.08.2018

İyi bir koşucuydum. Aslında iyi olmak için koşmayan bir koşucuydum. Hayır… Bir insandım. Koşan, koşmak için bir sürü sebebi olan ve bunu iyi yaptığı söylenen, hatta bir koşucu olduğu söylenen bir insandım. Sadece koşabilme özelliğim, bir insan olmamın önüne geçmiş ve isimleşmişti. Birden insanlar benden bahsederken sadece ‘koşucu’ der olmuştu. Bir sporu iyi yapışımla ünlü olmuş, sadece onun, bir sporun sayesinde ismim duyulmuştu. Bu çok doğal bir durumdu. Hangi iyi sporcu böyle bir şeyle karşılaşmıyordu ki… Oysa zerre kadar doğal değildi bana göre. Bunun doğal olmadığını yerleşik inançları kabullenmiş zihinlerinize nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Ünün anlamsızlığından başlayıp bir sürü başka şeyle …

Okumaya Devam Et

04.02.2018

“Bir taşla iki kuş vurmak…” Bu deyim her söylendiğinde, “Bir tasla iki kişi doyurmak,” olarak çeviriveririm içimden. Rahmetli dedem öyle yapardı. Ağzından hiç kötü laf çıkmamıştı. “Ağzınızdaki tükürüğe bile dikkat edin,” derdi hep. Kızdığında bile öyle bir kızardı ki… İnsanı suçluluğa sürüklemeden kendi doğrusuna doğru sürerdi. Altınıza tekerlekli bir kızak çekerdi ve bir de bakardınız ki istediği, size anlatmak istediği yerdesiniz. Baktınız onunla aynı fikirde değilsiniz, o zaman gerçek düşüncelerinizi söylemeniz için altınızdaki tekerlekli şeyin kumandasını size verirdi ve siz, rahatlıkla gitmek istediğiniz yere, kendi doğrunuza doğru giderdiniz. Sonra da o alırdı kumandayı… Bir de bakmışsınız hiç tartışmamışsınız bile. Sadece …

Okumaya Devam Et