Ertesi gün hiç tanımadığı bir yere gidecekti. Eve girerken ayakkabılarını çıkartması gerekecekti doğal olarak. Yine aynı şey… Herkes çoraplarını görecekti. Rahatlıkla bir yere gidip çorap alabilirdi; ama o çoraplardan başkasını giymeyi tercih etmiyordu. Alışmıştı onlara. Genelde çoraplarını başka birileri görmesi gerekmiyordu; ama bu kez biraz tuhaf bir şey olacaktı. Daha önce birkaç kere olduğu gibi. Çorapları organikti. Onları kendi yapmıştı. Dışarıdan, yüzlerce ince yılanın ya da solucanın ayaklarını sarıp birbirleriyle kaynaşmış olduğu bir görüntü sergiliyorlardı. Bu da insanlara dehşetengiz geliyordu. Oysa o biyolojik dengeleyici bir çorap tasarlamıştı. Yılan ya da solucan değildi onlar. Sadece o tür şeylere benzeyip ayaklarının sinirlerine …
Etiket: çorap
08.03.2019
Kaliteli, şu fermuarımsı ama kitlenebilen torbalara doldurulmuştu şekerlemeler. Jeletin ve tatlandırıcı… ve gıda boyası… İşte size olayın özeti. Bu torbadakilerin bir farkları vardı. Ayıcık değildi çıktıkları kalıplar, dolayısıyla ayıcık olarak şekillenmemişti şekerlemelerin hiçbiri. Renk renk, şekil şekil meyvenin karıştırıldığı bir poşetti. Bu tür karışık şeyleri açtığında hep merak ederdi. Acaba her poşette oranlar gerçekten aynı mıydı? Evet… Birkaç defa üşenmeyip saymış, karşılaştırmıştı poşetlerin içeriklerini. Doğru çıkmıştı. Sözgelimi, çorapları ya da ayakkabılarının puantiyeleri ya da benekleri falan varsa, ya da çizgileri falan, o zaman da sayardı; acaba sağdakiler soldakilere eşit mi diye… Hep hayal kırıklığına uğramıştı, her sayışında ve eşit, doğru, …
29.07.2018
Her gün iş yerimdeki penceremin önüne kaçak bir cennet papağanı gelirdi. Karakteristik, tiz sesiyle küçücük öter, adeta benden bir tepki beklerdi. En azından ben öyle olmasını, benimle iletişim kurmak istediğini farz etmek isterdim. Bulunduğum yerde bir sürü kaçak papağan vardı. Her nedense buralarda kümelenmişti cennet papağanları. Pencereme gelen papağanı yakalamak istemeye başlamıştım kaç zamandır. Bir dosta ihtiyacım vardı. Evet, iş yerimde bir sürü insan bulunuyordu; ama onlar insandı işte. İnsandan dost olmazdı. İnsanlar söz konusu olduğunda, bir sürü değişken oluyordu ve benim değişkenlere tahammülüm hiçbir zaman olmamıştı. Kalın bir çorabın içine koyacağım çekirdekleri, pencereme asmak suretiyle hazırladığım bir tuzakla yakalayacaktım …
08.07.2018
Yaşlı kadın karşılaştığı herkese ördüğü çoraplardan veriyordu. Verdiği hiç kimse giymese de. Çünkü hiçbirinin ayaklarına uymuyordu çoraplar. Yaşlı kadın, kendi ayaklarına bile uyduramıyor, yine de örmeye devam ediyordu.
08.05.2018
Koyu renkli bir sesi vardı. İşitsel hiçbir şeye benzetemiyordum. Hiçbir terimle adlandıramazdım. Tek diyebileceğim koyu renkli bir sesi olduğuydu. Kalın değildi, ince de değildi. Tonlu ve duyguluydu. Sesine ifade verebilme konusunda çok maharetliydi. Bu seste iyi bir lider havasından ziyade, kimsenin ona bel bağlamasını istemeyen, kolaylıkla alay edip bunu sezdirmeyen bir insan gizliydi. Bu umursamaz biri olduğunu göstermiyordu; ama umursamaz davranan birisi olduğu rahatlıkla söylenebilirdi. Umursamıyormuş gibi yapan… Sözde kendisini korumaya çalışan ama hoşuna gitmeyen ya da onu şöyle ya da böyle rahatsız eden bir olayda anında allak bullak olabilen ve tüm bunlara rağmen her rahatsızlığının üstüne üstüne giden… Dikkatimi …
24.02.2018
İnsanın içindeki boşluğu doldurmak ne kadar zordur, hepimiz biliriz. Biraz hissedebilmek yeterli bunun için. Hiçbir boşluk tam olarak dolmaz bana kalırsa. Ben kim miyim? Sizi neden mi rahatsız ettim? Ben bir boşlukçuyum. Bir dişçi gibi bizim de bir mesleğimiz var; ama pek bilinmeyiz. Bir okul yoktur bu mesleğe sahip olabilmek için çünkü. Ya da bir kartvizitiniz… Olsa bile sizi ciddiye alacak kimse bulamazsınız. İlk elden yaşadığım deneyimlerden biliyorum bunu. Köpükten bir balonu resmeden bir kartvizit yaptırmıştım. Balon tam patlayacakken ben duruma müdahale ediyor ve onu, balonunuzu kurtarıyordum. Herkesin içinde milyonlarca köpükten balon vardır ve her anda biri patlar. şimdi anlayabildiniz …