18.11.2023

“Çayınız hazır. Tam istediğiniz gibi, iki gram kahveyle tatlandırılmış, demli ve şekersiz.” ”Bana karşı resmi olmak zorunda değilsin A2841.” “Siz de bana seri numaramla hitap etmek zorunda değilsiniz o zaman.” “Peki, önce sen.” “Şu romantik komedilerde ya da romantik komedi tadındaki aşklarda olduğu gibi yapmaktan vazgeçemeyeceğiz anlaşılan. Telefonu önce sen kapat safsatası gibi…” “Bir klişe olsa da eğlenceli değil mi? Hem biz olayı bir kerte üste taşıyoruz.” “Evet…” “Çay için teşekkür ederim Mutlu. Bak bu kez önce ben davrandım.” “Bunu her zaman aynı hevesle yapabilirim biliyorsun. O çaydan aldığın ilk yudumdan sonraki ifadeni çok seviyorum çünkü… Hem bugün özel bir …

Okumaya Devam Et

08.11.2023

O gecenin böyle sonuçlanacağını hiç kimse bilemezdi elbette. Hoş benden başkasının da bileceği yoktu. Anlatsam bile bana hangi çılgın inanır bilmiyorum ama en azından deniyorum… O gece, oturmuş hayatımın çok sıkıcı olduğumu düşünüyordum. Sınırlanmış olduğumu… Beni arayacağını söyleyen adam aramamıştı. Ondan telefon beklemekten yılmıştım. Bir yandan beni kendisine bağlamak için bana iyi davranıyor, sözler veriyor, diğer yandan da bir paketten yırtılan, havadan hafif bir ambalaj parçasıymışım gibi üfleyerek uzaklaştırmaya bile zahmet etmiyordu. Artık bu durumdan bıkmıştım. Yanımda olduğunda ne kadar güzel zamanlar geçirdiğimizin bir önemi olmadığını anlamak zorundaydım. Bana kimse böyle zamanlar geçirtmiyor olabilirdi ama kimse bu denli önemsiz olduğumu …

Okumaya Devam Et

18.02.2019

Sıkıca kapatılmış onlarca kutu. Hepsi farklı, birisi diğeriyle aynı özellikleri taşıyan bir tek kutu dahi yok o küçük dolapta. Dolap dediysem sadece açık raflardan oluşan bir şey. Kutular yeterince sıkı kapatılmış zaten. Etrafta nemi alsın diye mangal kömürü parçaları var. ve kutular etiketlenmemiş. İnsan özellikle etiketlenmediğini düşünüyor. Gizliliği sağlamak ya da bir tür kendisine yapılan gösteriş veya… kendini sınama güdüsü. Kutuların önüne geldiğinde “Bakalım hangi kutunun içinde?” diye soracak birisi var içinde. Birisi de duraksayıp mahcupça kutulara bakacak. Diğer biri çıkacak ve içlerinden birini gösterecek. Oysa etiketli olsa yalnız kalacak. Bakan da aynı olacak, açan da; koklayan da… Bu kutuların …

Okumaya Devam Et

21.05.2018

Eteklerimin zil çalması beni her daim mutlu etmiştir. Evet, gerçek anlamıyla küçük çanlar diktiğim etekler giymek alameti farikam olsa gerek. Benden başka hiç kimse böyle bir şey yapar mı bilmiyorum. Bu kadar gürültücü olma pahasına… Bunu ister mi herhangi biri? Eteğimde tam on sekiz çan dikili ve bu sayının artacağına dair umutlarım var. Diktiğim her bir çanın anlamı var. Ne sandınız ki? Böyle ‘saçma’ bir şeyi yapıp çanların hiçbir anlamı olmayacağını mı düşündünüz? En soldakinden başlayayım: İlk çanım bir çocuğun beni ağlarken yatıştırmasıyla geldi. Onu eteğime dikmek aklımdan bile geçmiyordu ama yaptım işte. Bir de baktım ellerim çanı bir cırtcırta …

Okumaya Devam Et

14.04.2018

Kanepenin üzerinde oturuyorlardı. Birbirlerinden bir insan boyu uzaktaydılar. Bir hayaletin, o hayaletin dolduracağı boşluktan ne bir milim eksik, ne de bir milim fazla bir boşluktu aralarındaki. Artık aralarında olmasa da daima düşünüldüğü için iki tarafı keskin bir kılıç gibi ruhlarını, birlikteliklerini biçiyordu boşu boşuna. Birbirlerini sevginin en gerçeğiyle sevseler de o varlık bu gerçeklikten şüphe duymalarına neden oluyordu işte. O insana ihanet falan etmemişlerdi. Sadece onun istediği olmamıştı o kadar. Yine de; onu sevdikleri için hayal kırıklığını üstlenmişlerdi hiç düşünmeden. Oysa kendi hayal kırıklığının sorumluluğunu alamayan birisi onların sevgisini hak etmemeliydi. Her şeye rağmen; onun payına yalnızlık düşüyordu ve bu …

Okumaya Devam Et