18.03.2020

Dürüst, alaycı olma pahasına dürüst birisi o. Onunla bir şeyler yapmak harika çünkü mizah anlayışında başkasını aşağıya çekmek yok. Ya da rahatlama biçimi üstünlük sağlamakla tamamen alakasız. Bir oyun oynarken rekabet etmek önemli onun için; ama tamamen daha çok gelişmenin peşinde. Bazen soruyor bana yenildiğinde. “Sence daha iyisini nasıl yapabilirdim?” Ben de yapabildiğimi yapıyorum gelişmesi için. Ben yenildiğimde de aynısı oluyor. Böylece kendimizi de geliştirmiş oluyoruz aslında. Birbirimize söylediğimiz hataları yapmadığımızda oyun gelişiyor, hiçbir şey aynı kalmıyor, yerimizde saymamış oluyoruz… İlişkimizde gizem yok mu? Tabii ki var. Her an var hem de. Birbirimizi tamamen tanıdığımızı hiç söyleyemiyoruz; çünkü parametreleri devamlı …

Okumaya Devam Et

17.10.2018

Elleri yumuşacıktı. Düşünceleri ve sesi de… Sesi kalın, boğuk ama yumuşaktı. Başka birisi onun sesini alsa çok korkutucu bir şekilde kullansa insanların gözü korkardı; ama o kullandığında insanlar kendilerini güvende hissediyorlardı. Çok iri bir insan değildi. Ne var ki, iri bir insan dahi onun tarafından kollanacağını düşünürdü. Bir kavgaya girip yara almadan çıkabilirdi sanki. Güçlü kuvvetliydi. Belki de onun için kendisine bu kadar güveniyordu. Kaslarının her lifini gerektiğinde ve gerektiği kadar kullanmanın bilgisine sahip olduğunu düşündürüyordu insana. Fikirleri de güçlüydü. Esnek ve güçlü… Önyargısız birisi olmaya çalışırdı ama ağlayan insanları sevmezdi. Çok gülenleri de… Sevmemek, kötü davranmak değildi onun için. …

Okumaya Devam Et

09.09.2018

Motor sesleri yükseldiği an, belki ondan da önce görünmüştü ufukta. Sesleri duyduğunda kendi halinde kahve içmekteydi. Sakindi ama beklemekten de geri durmuyordu. Neredeydi? , Nerede kalmıştı? Onu beklediğini biliyordu. Gelmesi bunu değiştirmemişti. O beklemeye devam etmişti; çünkü beklediğini bulamamıştı. O sabrı ve güveni beklemişti. Daha doğrusu, güveneceği kişiyi sabırla beklemişti; ama beklediği şey gelmeden önce, sabırsızlığına yenilemeyerek; onun yerine karar verilmesine izin vermişti ve tüm isteklerinden feragat etmişti. en azından kısa bir süreliğine. Tüm isteklerinden feragat ettiği taktirde ne olur onu bilmek için. Hiçbir şey olmamıştı. Onun ne istediğini hiç kimse bilemezdi. Ne ummuştu ki? Biraz rahatlık mı? Başkalarının onun …

Okumaya Devam Et

06.08.2018

Simyayla uğraşan, genç görünümlü bir kadın tanımıştım. Simyayla uğraştığını dahi; uzun yıllar dostluk ettikten sonra itiraf edebilmiş olsa da bana bir şekilde güvenmeyi başarabilmişti. ‘başarabilmişti,’ diyorum; çünkü bana kalırsa güven tek kişilik bir meseleydi. Daha doğrusu tek kişinin meselesiydi. Yani sen ne yaparsan yap, son tahlilde onun iyimser ya da kötümser bakış açısıyla şekillenecek bir durumdu. Evet… Bu kadın, ateşle sertleşip değerlenen, ilk bakışta sadece vücut ısısıyla şekillenebilen ama o da çok uzun zaman alan bir madde tasarlamıştı. Merdane ya da küçük oyma bıçaklarıyla falan değil de organik, ısısı olan şeylerle şekillendirilebiliyordu ancak. Diğer türlü, tıpkı bir salyangozun tuz döküldüğünde …

Okumaya Devam Et

12.06.2018

İnsanın ne mene bir yaratık olduğunu, aşağılık olduğunu söyleriz de aksini geçerli kılmak için bir şey yapmak aklımıza bile gelmez. Salt kötü müdür insan? Su katılmamış… Hiç iyi bir şey yapmaz mı? Yazılan kitaplar, yapılan heykeller, bestelenen müzik eserleri şöyle dursun, birisinin başka birisine gülümsemesi kötü müdür de insana veryansın edip dururuz durmadan? Yazılan kitapları yazan, müzik eserlerini besteleyen, heykelleri yapan, bir diğer insana hiçbir çıkarı olmamasına rağmen gülümseyen de insan değil midir? Elbette insandır ve bunu yaparken insanların kötü olduğu aklına bile gelmemiştir. İşte bunları düşünüyordu limonatasını yudumlarken. Yine bir arkadaşı kandırmıştı onu oysa. Paraları çok az olmasına rağmen …

Okumaya Devam Et

07.05.2018

Gözlerini açmadan elini sol tarafına götürüp varlığını hissetmeyi bekledi. Adamın kaslı gövdesinin varlığı güvende hissetmesi için yeterliydi. Yanı sıra, sevdiği, çok sevdiği bir varlığın dünya yüzünde olabileceğini hatırlatıyordu ona. Birisini düşünürken gözlerinizi yaşartan türde bir sevgiydi bu. Aşk çok geçici geliyordu bu sevgiyle karşılaştırıldığında. En azından o öyle düşünüyordu. Acaba sevdiği kadar seviliyor muydu? Nedendir bilinmez, bunu pek umursamıyordu. Yeterince sevmediği için mi umursamıyordu; yoksa tek amacı sevebileceği bir varlık bulmak mıydı? Belki de o bunu itiraf edecek kadar dürüsttü ve kendisine yeterince güvenip kendisini yeterince sevebiliyordu. Kendisini sevdiği için de sevgisini verebilecek kadar cömertti. Uygun birisine verebileceği kadar…

Okumaya Devam Et

30.04.2018

Güvenmeye çok ihtiyaç duyuyordum. Herhangi bir insana güvenebilmek için birçok şeyi feda edebilirdim. Sırt dayamak için değil, arkamı rahatça dönebilmek, belki başka bir şeyi halledebilmek, belki o bir şey yaparken ben başka bir şey yapıp birbirimize destek olabilmemiz için… Eh, insana güveneceği biri oturduğu yerde gelmezdi. Peki böyle birisini bulabilmek için ne yapmalıydım? Zor şartları olan bir yere gitmeliydim. Yani ya batmalı, ya da çıkmalıydım. Ben de dünyanın bir yerinde mutlaka olan bir savaş alanına gittim. Güven arıyordum ve onu bulamayacaktım. Onun yerine yabancılık hissini bulmuştum. Güvensizliği buna yeğ tutabilirdim.

Okumaya Devam Et

03.03.2018

Bir dernekte oturmuş çay içiyordu. Aslında bu derneğe üye değildi ama gelir kaynağı olsun diye ucuz çayı olduğu için geliyordu oraya. Bir de bedava gazeteye istediği gibi bakabilme imkanı bulunduğundan. İş ilanlarına bakması gerekiyordu çünkü. İşsizdi ve bundan ziyadesiyle hoşnutsuzdu. Hayatında ilk defa işsiz kalmıştı ve bu durum, sudan çıkmış balığa dönmesi için yetmişti. Oysa bir işi varken ne kadar da kendinden emindi! On altı yıldır o işte çalışıyordu. Bir çaycı olarak… Pek vasıflı biri değildi ama bir çaycı olsa da oranın kralı oydu. Dedikoduları o bilir, kime neyi yaptıracağını, kime ne için ne kadar rüşvet verilebileceğini, kimi nasıl ikna …

Okumaya Devam Et