Birinci Bölüm: Okula gitmeden bir saat önce uyanırım. Odamda sessizce çalışmak için en güzel zamanlar. Bu saatlerde kodlama işlerini yapıyorum. Nasıl olsa klavyemin tıkırtısı kimseyi rahatsız etmiyor. Bir saat sonra okula gideceğim ve bir sürü dersten sonra tekrar evime dönene kadar robotumdan uzaklaşmak zorunda kalacağım. “Robotum,” diyorum çünkü onu kendim yapıyorum. Neredeyse bir buçuk yıldır onunla uğraşıyorum. Tamam, derslerim de çok iyi ama okul ortamını sevmiyorum. Bir türlü sevemedim işte. Bir sürü kalemin ve silginin birleştikçe yoğunlaşan kokusu, tebeşir sesi, sınıftaki çocukların isteksizlikleri ve kendilerini mecbur hissetmelerinin o gerginliği. Zaten işte o mecburiyet yüzünden teneffüslerde bu kadar gürültülü oluyor her …
Etiket: #hayvan
14.11.2023
Kim derdi ki yaptığımız bu hareketin hayatımızı kurtaracağını? Hem de sadece bizim değil, dünyamızdaki tüm insanların kurtulacağını? Beni gün henüz ışımaya başlamışken dürterek uyandırmış, yüzüme bakmıştı. Bu gözleri, bu minnettar ifadeyi hatırlıyordum. O, kurtardığım ilk mahkûmdu. Taksi şoförü bir kadın. Müşterisini öldürdüğü söyleniyordu. Deliller ikinci dereceydi ama yargıç, idam cezası vermişti ona. Yargıcın kadınlardan nefret eden bir adam olması tesadüf müydü? Bir de kadın bir taksi şoförünün varlığını mahkemede ayan beyan sorgulaması. *** Hiçbir şeyi tam olarak bilemediğimizi söylerken ne kadar da mütevazı görünürüz değil mi? Oysa bunu söyledikten belki on beş dakika sonra, yargıç kürsüsünde mesela birisinin kalemini kı- …
26.05.2020
Uyandığımda yastığımın üzerinde, yüzümle mesafeli bir konumda durup o kırmızı gözleriyle bana bakıyordu. Gözlerimin ta içine… Küçücüktü, tüyleri ince, temiz ve gürdü. Kuyruğu da ince ve kısaydı. Hafifçe cikliyordu. Yani ciklemekle viyaklamak arası bir sesle mırıldanıyordu. Çok iyi anlamasam da galiba bir deney faresiydi. Normal şartlarda farelerden pek hoşlanmazdım. En azından kâğıt üstünde böyleydi. Bir fareyle daha önce karşılaşmadığımdan bunu şimdiye kadar test edememiştim. Elimi ona doğru uzattığımda kaçmamıştı. Oysa bildiğim kadarıyla fareler epeyce korkak yaratıklardı. Yanımda uyuyan birisine ‘günaydın’ der gibi okşadım onu. Selamlamak istermiş gibi elime doğru sokulup cikledi. Kahvaltı ederken; misafirlere vermek üzere dolapta tuttuğum peynirden çıkardım, …
10.05.2020
Birbirlerini dinlemeyen, otomatik cümlelerle konuşan insanların arasında sivrilmemin, tuhaf karşılanmamın tek nedeni hiçbir şeye inanmadığımı, yani bir nihilist olduğumu söylemem olduğuna inanamıyorum bir türlü. Pek sivrildiğimi de söyleyemem; ama tuhaf karşılandığım doğru. Resmen insanlar beni bunu söylediğim için küçümsüyor yahu! İnanabiliyor musunuz? Oysa benim yaptığım tek şey, onları kendilerine yansıtmak. Nasıl olur da hiçbir şeye inanmam ben! Ben mi? Hani her sabah yediğim yumurtaların sarılarını kedilere afiyetle yemeleri için ikram eden ben… Hani tüm gün, köpek gibi çalıştıktan sonra akşamları köpekleri doyuran ben… Hafta sonlarında yaşlılarla saatlerce bulmaca çözen, defalarca dinlesem de; anılarını ayrıntılarıyla dinlemek isteyen, dişsiz gülümsemelerini çekip alıp …
06.03.2020
Şeytanlıkla işi yoktu ama kimin tamamen iyi olduğunu söyleyebilirdik ki? O da sinsi sayılabilecek birisi olmasa da… biraz tuhaftı. Beyni biraz farklı çalışıyordu. İnsanlara iltifat ederken onları aşağılar bir tarzda yapardı bunu. Kötülük yaptığını düşünürken de aslında size iyilik yaparken bulabilirdiniz onu. Sevilmeyi sevmeyen tonlarca insandan birisiydi aslında. Tek farkla, böyle birisi olduğunu bilir, bunu gayet bilinçli yapardı. Sevilmek için meydan okuyacak salak birisini bulma peşinde de değildi; ama öyle birisini bulmuştu bile. Beni… Bana ne yaparsa yapsın, nasıl bir ters yöntem kullanırsa kullansın, karar vermiştim onu sevmeye bir kere, gerisi boştu. Yine de o kazanmıştı tuhaf düellomuzu. Benim yaptığım …